İlginizi Çekebilir
  1. Ana Sayfa
  2. İnşaat İş İlanları ve Kariyer İpuçları
  3. İnşaat Mühendisliği, Mimarlık, Ekonomik Kriz, Sektörün Kötü Hali, Kafadaki Sorular

İnşaat Mühendisliği, Mimarlık, Ekonomik Kriz, Sektörün Kötü Hali, Kafadaki Sorular

featured


Merhabalar uzun zamandır sesimi duyamayan değerli takipçilerim ve de bu yazıya geçerken uğrayan sevgili ziyaretçiler( umarım bundan sonra siz de takip edersiniz :)  Bunun için sitenin en altındaki kutucuğa e-posta adresinizi yazarak abone olabilirsiniz.)

Uzun zamandır aklımda olan, ara ara bazı kısımlarını sağa sola not ettiğim yazımı nihayet derleyip yayınlamaya karar verdim. İş güç, aile, hayat vs. derken, yoğunluktan bu blogu epey boşladığımı da parmaklarımın pas tutmasından daha iyi anladım. Bir daha arayı bu kadar açmayacağım.

Peki nedir bu pasımı söktürecek kadar önemli olan konu? Kısa ve öz bir şekilde: “Sektördeki Kriz”.

Halini hatırını sorduğum her meslektaşım, herhangi bir etkinlikte sohbet ettiğim her sektör çalışanı, e-posta, blog iletişim sayfaları, sosyal medya mesajları, yapisor.com platformu vb. kanallar aracılığı ile bana ulaşan pek çok tecrübeli-tecrübesiz iş arayan mühendis, mimar ve teknikerler, geleceğinden şüpheli aday öğrenciler vs.

Tüm bunlar hiç bir haber takip etmesek bile, bize sektörde işlerin yolunda gitmediğini anlatmaya yeter.

Hal böyle olunca,  hem bu konudaki fikirlerimi paylaşmak,  hem de sizlerin de katkısı ile beyin fırtınası içeren  ve iş, maaş vb. konularda sorularına cevap arayan tüm meslektaşlarımıza bir içerik oluşturmak istedim.

Aşağıda bu yazının “içindekiler” kısmını paylaşıyorum. Yazı uzun olacak, “ben o kadar okuyamam, bana hitap eden kısmını alıp çıkayım” cılar için kolaylık sağlamak istedim. Ama bana kalırsa, yazının her kısmı lise öğrencisinden tutun da emeklilik bekleyen çalışana kadar birşeyler katacağından tamamını okumanızı tavsiye ederim. En azından yazının son bölümünü herkes okumalıdır. Konuyu zenginleştirmek adına, okuduktan sonra fikirlerinizi, eklemek ya da düzeltmek istediklerinizi yorum olarak paylaşırsanız sevinirim. Başlıyoruz…

Tam Olarak Nasıl Bir Krizin İçerisindeyiz?

Çalıştığım şartlarndan memnun olayım olmayayım, “fırsat sana uymaz sen ona uymalısın” felsefesi ile düzenli olarak fırsatları takip edip piyasayı yokladığım kariyer.net  aslında sektördeki krizi en net gösteren platformdur.

Daha yeni mezunken bile,  tecrübesiz halimle ilan filtreliyordum.  Çünkü inşaat mühendisliği yazınca o kadar çok ilan çıkıyordu ki hepsine bakmam imkansızdı. Lükse bakar mısınız? Yeni mezun adama bile ilan filtreletecek kadar iş ilanı vardı. “Gizli firmaları gösterme,  sadece şu pozisyonları göster, bir haftadan eski ilanları gösterme,  incelediğimi bir daha gösterme bir baktığıma bir daha bakmam, hatta İstanbul Asya yakasına geçemem  sadece Avrupa yakası olsun” gibi tripler ile ilan seçiyordum. Hey gidi günler. (Yıl 2012)

Şuan, 7 yıllık tercübeliyim (2019 itibariyle) ve  hiç bir filtre koymadan “inşaat mühendisliği” yazınca bile 2 sayfa ilan çıkıyor. Çoğu da durumu fırsata çeviren ve inşaat mühendisi değil astronot arayan ölücü işverenlere ait ilanlar. Beylikdüzü’nün ötesini görmez adam, İleri İngilizce arar, 2 yıllık maaş verecektir ama 10 yıllık tecrübe ister vs. Uzatmayacağım, bu ilanları iyi biliyoruz. Peki ne oldu da bu hale geldik ?

Genel Ekonomik Kriz

Evet, ülke genel bir ekonomik krizin tam ortasındadır. Bu konuya çok girmeyeceğim, zira az çok gündemi takip eden duyarlı vatandaşlar konuyu biliyor. Bu kriz her sektörden her statüdeki vatandaşı etkilediği gibi, bizim sektördeki her renkten yakaya sahip çalışanları da etkiledi. Ama bizim sektörü biraz daha fazla etkiledi, çünkü ekonomik krizden önce başlayan, hatta bir yönüyle ekonomik krizi daha da tetikleyen, sektörümüze özel krizler var.

İnşaat Sektöründe Kriz

İstihdam krizi aslında ben daha okurken başlamış da haberimiz yokmuş.  Ben üniversite için bölüm yazarken ülkedeki felsefe şu idi : “İnsanımız evi seviyor, herkes 2. 3. evini alıyor, bu ülkede inşaat o nedenle ölmez, inşaatçı aç kalmaz, müteahhit olursun kat karşılığı evleri götürürsün.” ya da “Bizim bir tanıdık var, kocası mimar, daha 40 yaşında yok 5. dairesini aldı vb.” Rant sektörü gözleri öyle bir büyülemişti ki, sanki diplomasını alan her mimar mühendis köşeyi dönecekti. Dönmese bile, çok güzel şartlarda çalışırdı. Medeniyeti inşa edecek olmanın da hazzı cabası…

Ekonomimizi yönetenler, inşaat sektörünü ülke ekonomisinin lokomotifi olarak gösteriyor, hız kesmeyen avm, rezidans vb. projelerın ardı arkası kesilmiyordu.

Sadece yurtiçinde mi parlıyordu inşaat sektörü? Tabi ki hayır. Ortadoğu’da, Afrika’da, Rusya’da, Orta Asya Türk ülkelerinde, hatta  az da olsa Avrupa ve Güney Amerika ülkelerinde, müteahhitlerimiz çılgınca projeler yapıyor, ENR 225 ‘de belki de 40-50 ‘den aşağı Türk firması olmuyordu. Dünya’nın en iyi müteahhiti biziz diye göğsümüzü kabartıyor, Mars’a gidiyormuşcasına övünüyorduk.

Bunları da şuradan takip edebilirsiniz : https://www.aykutozdemir.com.tr/insaat/etiket/en-buyuk-insaat-firmalari

 

Yurtiçi ve Yurtdışında Nasıl Patladık ?

Ekonominin lokomotifi inşaat sektörü şahlandıkça, herkes benim gibi inşaat mühendisliği, mimarlık, puanı yetmeyenler inşaat teknikerliği vs. yazıyor, yapı denetim gibi daha özel lisans dalları açılıyor,  köşe başındaki dükkan kapanıp üniversite kuruluyor ve mühendislik fakültesi açıyor, alakasız dallar bile inşaat sektörüne kapak atarım düşüncesi ile kalite kontrol, isg gibi meslek dallarına yöneliyor, talep var diye arzın dibine vuruyorduk (istihdam olarak)

  • Lokomotifin balonu patladı.  O konutları artık Araplara bile satamaz hale geldik, vatandaş zaten alamıyor parası yok.
  • Ülkeye kriz geldi, yerli yabancı yatırımlar durdu. Ne bir sanayi tesisi, ne bir depo, pek çok İşveren yatırım yapmaya korkar oldu.
  • Özel sektöre “al, ver, ekonomiye can ver” diyen devletin bile pek çok kurumu  yatırımı durdurdu.

Eee konut yapma, fabrika yapma, krizden dolayı pek çok devlet kurumu da yeni yatırımları durdursun. Ne yapacak bu kadar inşaatçı?  Çılgın projeler ne kadar istihdam sağlayabilecekti? Boşa çıkan bu kadar insanı 3. havalimanı çalıştırabilecek miydi? Evet hakkını yemeyelim, kime sorsanız 3.havalimanında çalışmış bir tanıdığı kesin vardır ama,  bu büyük yatırımlar bile patlayan işsizliği bir nebze sönümler, birazcık.

Sadece yurtiçinde patlayan istihdam mı ? Yukarıda saydığım coğrafyalarda ya savaş çıktı, ya petrol krizi, ya da bizim aramız bozuldu. Eee yurtdışı istihdamlar da azaldı, onlar da geldi mi yurtiçine…

Yani özetle, talep diplere vurdu, arz tavanda. Böyle olunca da,  belki de ilk defa işsizlikten intihar eden inşaat mühendisi, kendini yakmaya çalışan  işçi,  karın tokluğuna çalışırım yemek ve konaklama verin yeter diyen mimar, sektörden umudu kesip garsonluk, vs gibi işlere yönelen teknikerler görür olduk . Sonuçta herkese ekmek parası lazım. Ancak herkes KPSS’den yüksek puan alıp devlet kurumlarına atanamıyor, bankalardan kabul göremiyor, pilot açıklığını fırsata çevirip THY ‘ye giremiyor, ya da subay olma yolunda TSK’dan kabul göremiyor.

Krizden Ne Zaman Kurtulacağız ?

Bunu da 2 ana başlıkta incelemek lazım.

Ekonomik Kriz Ne Zaman Bitecek?

iyimser tahminler 2021, kötümser tahminler ise 2023-2024 leri işaret ediyor.

Sektörel Kriz Ne Zaman Bitecek?

Bu, üniversitelere, meslek odalarına, devlet politikalarına, Ahmet Şef’ten Ali  Usta’ya kadar sektör çalışanlarının duyarlılığına ve İşverenlerin insafına kadar pek çok değişkene bağlı.

Fakat, talepten fazla istihdam arzı olduğu sürece, mesleklerimizde sürekli bir kriz rekabeti olacak,  mühendisler mimarlar o hayallerindeki prestiji hissedemeyecekler. Saygınlığımızı kazanmak için,  “elini sallasan elli tane işsiz değil”, “aranan insanlar” olmalıyız.

Bu kriz ne zaman biter cevap vermek mümkün değil.  Fakat kriz malesef ciddi bir rekabeti beraberinde getirdi. Bu duruma ayak uydurmak durumundayız. Artık bulunmaz hint kumaşı mesleklerimiz yok maalesef.

5 yıl önceki yazılarımda, sektördeki kariyer hedeflerine ilişkin çok pozitif yorumlarım vardı, okuyanlar hatırlayacaktır. Çünkü o zamanlar durum öyleydi. Fakat işler değişti, İşveren’ler pençelerini zaten açmış durumda, İşveren değilseniz ya da bu sektörden çıkmayacaksanız, bir çalışan olarak inşaat ekosisteminde mutluluk ve başarıyı yakalayabilmeniz için, bu kadar personel arzı varken, talep görenlerin arasında olmanız lazım, bunun için de kendinizi seçkin kılmaktan başka şansınız  yok.  Daha bugün sosyal medyadan bir arkadaş şöyle yazdı : ” İş yok, eğitimlere katılsak ne olur?” İşte tam tersini yapmalısınız.

Bu Süreçte Neler Yapmalıyız?

Can alıcı başlıktayız. Naçizane tavsiyelerimi yazacağım.  Bu soruyu da, kategorize ederek cevaplamak istiyorum Çünkü herkesin derdi, sorusu başka.

İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Bölümlerini Düşünen Aday Öğrencilere Tavsiyeler

Lise öğrencisi ve inşaat mühendisliği, mimarlık gibi meslekleri isteyip de bu yazıya yolu düşen arkadaşlar, öncelikle şu soruları kendisinize sorunuz :

1.Bu Mesleği Neden İstiyorsunuz?

Eğer aileden inşaatcıyım, mezun olunca işim hazır, neden risk alayım diyorsanız, yani ilerde işini alıp daha iyi yerlere taşıyacağınız hazır bir alt yapı varsa bu fikir son derece mantıklı.

Ya da bu meslekler çocukluk hayalinizse,  maaşı, havası için değil, gerçekten bir yapının inşası, ya da onu projelendirmek fikri  sizi  heveslendirip heyecanlandırıyorsa, o zaman da bu sektörde başarılı olursunuz. Severek yapılan hiç biriş , yeterince sabırlı olursanız başarısızlıkla sonuçlanmaz.

Ama bunların hiçbirisi yoksa, başarı da gelmez, başarı gelmezse güzel iş imkanları, iyi maaşlar da gelmez. O nedenle gerçekten istediğiniz mesleği arayınız. Para ve prestij meslekte değildir, başarıdadır, adanmışlıkla ve işini severek yapmaktadır.

İnsan hayatta 2  önemli seçim yapar, eş ve iş. Çünkü hayatının hemen hemen tüm zamanını bu ikisi oluşturacak, geleceğin onlar olacak. O nedenle iki seçimi de doğru yapmalısınız. Rastgele meslek seçimi yapmayın, evleneceğiniz insanı seçer gibi seçin onu, farkı yok çünkü. İkisi de mutluluk veya mutsuzluk için yeterli sebeptir.

2.Meslek Hakkında Ne Kadar Bilgilisin?

Sadece heves yetmez. Davulun sesi uzaktan hoş gelir. Seçeceğiniz meslek için şu soruları sorun ve hala hevesliyseniz yolunuza devam edin :

  • Ne tür işler yapar? O işlerden keyif alır mıyım?
  • Mesai şartları nasıldır ? (Yoğun mu, hafta sonları çalışırlar mı? Aile ve sosyal hayatı etkiler mi? Ve de siz buna razı mısınız ? vb.)
  • Bu işi yapanların kısa orta ve uzun vadede sosyal ve ekonomik durumları nasıl. Bu sizi tatmin edecek midir?

Bu sorulardan sonra hala hevesliysen, o zaman doğru yoldasın. Peki bu sorulara nasıl cevap bulacaksınız? Çok basit, benim gibi bilgi paylaşmaya açık büyüklerinize ulaşınız. Forumlar, Linkedin, Sosyal medya sayfaları, kişisel bloglar vs. bu insanlara ulaşmanızı çok kolay kılak platformlardır.  Farklı farklı alanlarda çalışan mimar mühendisler ile sohbet ediniz.

3.Bu Meslek İçin Ne Kadar Yeterlisin?

Mesleği tanıdınız, peki ya kendinizi? Bu mesleği yapabilecek yetenekler sizde var mı ? Örneğin mühendis olmak için bir analitik kabiliyet gereklidir. Fizik matematik beni çok zorluyor diyorsanız hayatınızın hesap kitap olacağı, 3 boyutlu düşünmeniz gereken bir meslek sizin için pek doğru olmayabilir. Okurken de, çalışırken de zorlanır, belki de mezun olana kadar soğursunuz bu işten.

4. Önlisans (İnşaat Teknikerliği) Yazacaklara Özel Not 

“Eğer ön lisans yazarım, oradan 4. yıllığa tamamlar mühendis mimar olurum” diyorsanız, DGS’yi iyi araştırın, zorluğunu tartın ve üniversite sınavına bir yıl daha hazırlanmak mı yoksa dikey geçişi zorlamak mı kısmının muhakemesini yapıp kararınızı öyle verin.

Üniversite adayı öğrenciler, bundan sonraki başlıkları da okumanızda fayda var, ilerisi için size referans olacaktır. Özellikle  yazının son bölümü genel geçer hayat bilgisi  içeriklidir. Mutlaka okuyunuz.

Lisans, Ön Lisans Eğitimlerine Devam Üniversite Öğrencilerine Tavsiyeler

Bu başlığa giriş yapmadan, şu yazılarımı da yeni sekmede açıp bu yazıdan sonra okumanızı öneririm. Eğer çelişen fikirler var ise, bu yazıya kadar geçen sürede edindiğim tecrübelerden dolayı fikrim değişmiş demektir :) Size de sektörün kazandırdığı ve değiştirdikleri konusunda canlı örnek olmuş olur :) Çünkü aralarında 5-6 yıllık yazılar var :

Öğrencilere Tavsiyeler

Çift Anadal Okumak ( Çap Yapmak)

Üniversiteli arkadaşlara, öncelikle yukarıdaki aday öğrencilerden istediğim soruları sormalarını istiyorum. Çünkü yanlış bölümdeyseniz hala değiştirmek için geç değil. “Zararın neresinden dönseniz kardır” sözü gerçekten çok doğru. Bir kaç yıllık kayıp, hayatınızı kazanmak için devede kulaktır. 

Siz de aşağıdaki sorular ile devam ediniz.

Sorulması Gereken Sorular :

1.Dersleri Ne  Kadar Seviyorsunuz?

Bu soru çok kritik, çünkü özellikle mesleki dersler başladığında, birşeyler sizi cezbetmeli. Bu illaki yapı statiği ya da mukavemet olacak değil. Mesela karayolu, deniz yapıları, malzeme bilimi, inşaat yönetimi… Mesleklerimiz pek çok alt dala ayrılıyor ve birilerinize eğiliminiz olduğunu hissetmelisiniz. Aksi takdirde, çok verimsiz bir üniversite hayatı geçirdiğinizin altını çizmeliyim. Ya da gerçekten ait olduğunuz yerde değilsiniz.

2.Uygulamalı Dersler, Araştırma Ödevleri, Stajlar Nasıl Geçti?

Bu sizin mesleğe ne kadar hevesli ve yatkın olduğunuz ile çok bağlantılı.  Bu tür etkinliklerde katılımcı, aktif rol alıcı ve de kendisine katkı değer sağlayıcı roldeyseniz, gerçekten bu işten keyif alıyorsunuz demektir. Aldığınız rolleri de başarıyla üstleniyorsanız, bu işlere yatkınsınız da demektir.

3.Mesleğine Ait Uzmanlıkları Ne Kadar Biliyorsunuz?

Bu sorunun cevabı, hayatınızın geri kalanı için çok önemli. Size şöyle diyeyim ki, ne alacağını bilmeden markete giren müşteri gibi iş hayatına girerseniz, ya gereksiz şeyler alırsınız, ya da gerekenleri almakta gecikirsiniz.  Gerçekten istediğiniz uzmanlık alanını belirlemelisiniz.

4. Uzman Olacağınız Alana  Ne Kadar Yöneldiniz ?

Bu alanı belirlediniz mi ? Peki o alan için ne yaptınız? Seçmeli dersler,  yüksek lisans, stajlar bunun için var.  Bu tür seçmeli faaliyetleri uzmanlaşmak istediğiniz alana göre yaparsanız, daha mezun olmadan bir alanda uzmanlık anlamında altyapıyı kurmuş olursunuz.  Ve de yapacağınız işi gerçekten istediğinizden emin olursunuz.

5. Mesleğine Ne Kadar Hazırlanıyorsunuz ? 
  • Mesleki derslere gereken önemi veriyor musunuz? Evet teorilere pek kafa yormayarak, sınava yönelik soru çözerek lisans eğitimini tamamlayabilirsiniz. Hatta o şekilde çalışıp çok iyi yerlere de gelebilirsiniz iş hayatında. Peki ama inşaat mühendisiyim deyip de, basit bir mesnet sorusunu bile çözemeyecek kadar teoriyi unuttuğunuz zaman ( benim gibi sırf dersleri geçeyim diye öğreniyorsanız, bilin ki  kapsamsız az bilgi çabuk unutuluyor.) O zaman ne hissedeceksiniz? En azından, işin temelini iyi kavrayınız. Meslek hayatında uzmanı olmasanız da her konuda yorum yapacak kadar işin felsefesine hakim olunuz. Mesleki dersler zaten bunu yapabileceğiniz seviyededir.
  • Stajları naylon değil de, gerçekten hakkını vererek ve kendine maksimum fayda sağlayarak yapıyor musunuz ?  Stajda soru sormaktan utanmayın, öğrenmekten çekinmeyin, aksi takdirde stajda öğreneceğiniz şeyleri iş hayatına bırakmış olursunuz.  Her aşamada ne kadar çok şey katarsanız kendine, bir sonraki aşamayı da o kadar kolay geçer, daha da fazla şey öğrenme fırsatı yakalarsınız. Bu da sizi bir sonraki seviyede hep seçkin kılar.
  • Araştırma ödevlerini kendiniz yapın, deney notlarını kendiniz tutun, inek öğrenci(!)  olun demiyorum, bu konudaki fikrimi en sonda söyleyeceğim zaten (akademik başarı, gerçek başarının çok küçük parçasıdır.) Ama madem birşeye vakit ayırıyorsunuz, onu fırsata çevirin, kendine kattığınız herşey sermayeniz olacak. Telefonunla evde de uğraşırsınız, ya da arkadaşınızla geyiği kantinde yapacaksınız  zaten. Beton deneyi yapılıyorken, betonu yaşayın. Stajda ödev yapmayı bırakın, Ödevi evde de yaparsınız. Sınırlı saatlerinizi oradan ne kapabileceğinize ayırın. Hayattaki felsefeniz de bu olsun. Herşeyi yerinde, zamanında yapınız. Aksi takdirde hiçbirşeyden verim alamazsınız.
  • Hangi meslek kulübüne üyesiniz? Meslek odanın faaliyetlerini takip ediyor musunuz? Yılda kaç mesleki seminere katılıyorsunuz? Teknik gezilere gidiyor musunuz? Mesleki yarışmalara katılıyor musunuz? Ders kitapları dışında mesleki yayınları takip ediyor musunuz? Bu sorulara cevabınız hayırsa, şuan işsizlikten yakınan yeni mezunlardan farksızsınız demektir. Malesef herkese iş yok,  sizi kimse havada kapmayacak, o nedenle sizi diğerlerinden farklı kılacak donanımlarınız olmalı. Bu da ancak mesleki faaliyetler ile mümkündür.
  • Akademik başarı, gerçek başarının küçük bir parçasıdır demiştik. İş hayatında, daha doğrusu hayatta başarılı olmak mesleki başarıdan çok daha farklı parametrelere de bağlıdır. Ne kadar iyi insan ilişkileriniz var ? Sosyal yönünüz güçlü mü? Pratik zekalı mısınız? Ticari yönünüz iyi midir? Estetik bilinciniz gelişti mi? Tüm bunlarda  bir deha olmanızı beklemiyor kimse elbette, fakat ortalamanın üzerinde yeterli düzeyde olmak için doğuştan gelen yeteneklere ihtiyacınız yok.  Mesleki etkinlikler dışında, en son bölümde detayına gireceğim sosyal ve kültürel etkinlikleri de ihmal etmeyiniz. Tüm bu becerileri ancak o şekilde edinebilirsiniz. Eğer bu beceriler yoksa, isterseniz mesleki bilgi anlamında en iyisi olun, mesleki yetenek ve başarı size tek başına uzun yollar aldırmaz, o başarıya rağmen sıradan kalırsınız. Pazarlama yapamayan ama elinde en iyi malları olan esnaf gibi, ya da ayakları çok hızlı,  çok hızlı koşan, inanılmaz isabetli şutlar çeken ama takım oyununu beceremeyen futbolcu gibi. Kimse sizi solo performans için sahaya sürmez değil mi ? Çok iyi çalım atan ama halı saha maçlarında istenmeyen o arkadaşınızı hatırladınız mı ? :) Sadece ileri mesleki bilgi, sizi o arkadaş gibi kadro dışı bırakır. Yapı denetimde zor iş bulan üniversite birincilerinin de esaas sorunu budur.
  • Yukarıdaki madde ile bağlantılı olarak, yabancı diliniz ne kada iyi? İkinci bir dil öğrenmeyi planlıyor musunuz ?  Erasmus gibi fırsatları kullanarak yurtdışı tecrübesi ediniyor musunuz? Work and Travel ile bir maceraya atıldınız mı ?  Kısacası öğrenciliğin sunduğu imkanları ne kadar iyi değerlendiriyorsunuz? Bunlardan en önemlisi de zaman. Arkadaşlar vaktim yok demeyiniz sakın. İş hayatında asla olamayacak kadar çok vaktiniz var, sadece bunun farkına varınız. Öğrenciliğe dair en çok özlediğim şey “zaman”.  Çalışmaya başladığınızda, belki paranız olacak ama akşam 6 da kafanız ya da ayak tabanlarınız  şişmiş şekilde işten çıkınca şimdiki kadar enerjik olamayacaksınız.  8 saatlik mesainin üzerine dur şu İngilizce’yi halledeyim demeniz çok zor. Ayrıca öğrenciyken herşey daha ucuz, hatta bazen bedava :) Yeter ki fırsatları araştırınız.

Nasıl Bir Ruh Halindesiniz ?

Memnunum diyorsanız, yani derslerden, staj, mesleki etkinlikler vs. mutlu olduğunuz alandasınız demektir.

Okuduğu Bölümden Şüphe Duyuyorsanız yukarıdaki soruları gerçekten sorduğunuza ve cevapladığınıza emin olun. O cevaplar mesleğiniz konusundaki tercihinizden memnuniyet durumunuzu farketmenizde size destek olacaktır.

Memnun Olmadığınız Konusunda Kesin Kararlıysanız, tekrarlıyorum :  “Bir kaç yıllık kayıp, hayatınızı kazanmak için devede kulaktır. “

Bu bölüm, “diplomayı al yeter, okuldaki öğretilenlerin hiç bir değeri yok, bir ölçek de teşkil etmez” cilerden tepki görecektir. Ben buna katılmıyorum.  Böyle düşünen insanlar, iş hayatlarında da eğer İşveren tarafında değil ise, genelde vasıfsız çalışan olmanın ötesine geçemezler.

Şunun altını çizmek istiyorum, kimi öğrenciler var, 8 yılda  bölümü düşük bir ortalama ile zor bitirir fakat iş hayatında çok başarılı olur. Bunun sebebini aşağıdaki bölümlerde daha iyi anlayacaksınız. Bu arkadaşlar,  sınavlara yönelik çalışmamış olabilirler, fakat olayın  özünü kavramış, ders çalışanların aksine pek çok mesleki faaliyette aktif rol alarak teorik eksikliklerini, pratikteki kapsamlı aktiviteler ile  kapatmışlardır. Ve yine bu aktif rol aldıkları aktiviteler sayesinde, sadece mühendis değil iyi bir insan olma yolunda da pek çok sosyal ve kültürel donanım kazanmışlardır. Bu da onlara başarı getiren, iyi insan ilişkileri, sunum ve ikna kabiliyeti gibi yetenekler kazandırmıştır.

Üniversiteli arkadaşlar, bundan sonraki başlıkları da okumanızda fayda var, ilerisi için size referans olacaktır. Özellikle  yazının son bölümü genel geçer hayat bilgisi  içeriklidir. Mutlaka okuyunuz.

Mezun Meslektaşlara Tavsiyeler

Değerli meslektaşlarım, sizlere de naçizane önerilerim olacak farklı başlıklar altında. Bu yazıyı benden daha tecrübeli büyüklerim de okuyacaktır. Ben şu felsefedeyim, “Her yaşta, her yaştan insandan birşeyler öğrenilebilir.”

İşsiz Mühendis Mimarlar

Yeni Mezunlar

Şu yazıları okumanızı öneririm, orada iş arama sürecinden tutun da, iş hayatına hazırlık konusunda yapılacaklara kadar detaylı tavsiyelerde bulundum. Yine de sorunuza cevap alamazsanız yorum bırakırsanız, elimden geldiğince cevaplamaya çalışacağım.

YENİ MEZUNLAR VE İŞ BULMA ÇABALARI

YENİ MEZUN İNŞAAT MÜHENDİSİ

Tecrübeliler

Yukarıdaki yazıları sizlerin de okumanızı öneririm.  Çünkü tecrübeli arkadaşların en çok yaptıkları hata, tecrübelerine aldanıp, unu eleyip eleklerini asmalarıdır. Kendinize şu soruyu sorunuz :

Gerçekten ne kadar tecrübelisiniz?

3 yıl mı, 5 yıl mı ? Peki sizinle aynı tecrübedeki meslektaşlarınızdan ne farkınız var ? Yaptığınız işler dışında kendinize extra birşeyler katıyor musunuz? Eğtimler, kurslar, seminerler vb.

Sektör BIM’e  gidiyor. Yeni yeni programlar çıkıyor, yenilikleri takip edip yakalamaya çalışıyor musunuz? Yoksa şuan Autocad bilmeyen 45 yaşındaki inşaat mühendislerinden mi olacaksınız siz de o yaşa geldiğinizde?

Akademik bilginizi artıyor musunuz? Bir alanda uzman oldunuz mu veya uzmansanız farklı bir konuda uzmanlaşmaya gayret ediyor musunuz ? Aslında kime sorsanız  “Alanında acayip uzman, hatta en iyisi.” Onu sormuyorum, gerçekten bir alanda üzerine deneyim de ekleyerek bu işin uzmanı benim diyeceğiniz,  bir akademik uzmanlığınız var mı ?

Sürekli yeni malzemeler, yeni imalat teknikleri çıkıyor. Peki siz kendinizi yeniliyor musunuz? En son hangi yapı fuarına gittiniz ? Ya da hangi dergiye veya e-bültene abonesiniz?

Yabancı diliniz ne düzeyde ? İngilizce istemeyen iş ilanı göremiyorum, İBB’ye iş yapan Taşeron bile iş ilanında İngilizce yazıyor belki lazım olur diye. Artık o bile yeterli değil. 2. bir dil neden olmasın size başka kapılar açması için ?

Kısacası, işten başka kendinizi geliştirmek için çaldığınız başka bir enstrüman yoksa, o şarkılarınız da tez vakitte eskiyecek malesef arkadaşlar. Çünkü benzer tecrübeleri pek çok kişi ediniyor zaten. Yeni besteler yapmanız lazım sahnede kalmak için.

 

Şuan internetten öğrenmek o kadar kolay ki. Uzaktan yüksek  lisans imkanı bile var. Youtube ücretsiz eğitim videoları ile donatılmış. Udemy’de binlerce  TL’lik profesyonel bilgiler 30-40 TL’ye satılıyor.  Bilginin, tecrübenin bu kadar ortada olduğu çağda, rekabet de çok fazla.

Konuyu belki de sürekli bir rekabet çerçevesine sokuyorum fakat malesef durum böyle. Arz-talep dengesizliği var ve bu yazının son bölümü dışındakiler de hep kriz sürecinde ne yapılacağına dair içeriklerden oluşuyor. Biz devlet değiliz, istihdam açamayız, o nedenle var olan istihdamda yer almak için elimizden geleni yapmak mecburiyetindeyiz.

Daha uzun vadeli düşünelim. Zaman hızlı geçiyor, bizim mesleklerde 45-50 yaşından sonra iş değiştirmek veya bulmak malesef çok zor. Kadın çalışanlar için bu yaş daha da erken çünkü İşverenlerin “Anne çalışan”‘a öcü gibi bakma durumu var. O yaşa kadar gerçekten salt tecrübe dışında başka donanımlarımız da olmalı. Herhangi bir alanda aranan adam olmayıp ortalama bir mühedis mimar olarak elinizde sadece 20-30 yıllık iş tecrübesi olursa, ilerleyen yaşlarda tecrübeli işsizler kervanında olmak da kaçınılmazdır.  Özel sektörde işler, devletteki gibi değil. Farkınız yoksa, garantiniz de yoktur. Etrafımda gördüklerimden yola çıkarak bu yorumu yapıyorum, üniversiteye giden kızına aynı yaşam standartlarını sunabilmek için çalışması gereken ama yaşı itibariyle işsiz kalan anne baba sendromuna yakalanmak gerçekten çok üzücü. O nedenle, o yaşlarda sizi farklı kılacak mesleki madenlere yatırım yapmalısınız.

İşinden Memnun Olmayan Mühendis Mimarlar

İdare ediyoruzcular

Şuan için idare etmeye devam ediniz. İş bulmadan işten kesinlikle ayrılmayınız.  İş bulsanız bile, risk almaya değecek şartlar mı iyi tartınız. 1 yıldır iş bulamayan meslektaşlarım var. Ne olur ki demeyiniz, 5 ay işsiz kalmış birisi olarak, isşizliğin ve ekonomik özgürlüğü hissedememenin psikolojisinin ne kadar berbat olduğunu biliyorum. Bir iş görüşmesi sonrasında gömlek düğmemi yırttığımı hatırlıyorum :)

Hayattan Soğuyanlar

Eğer işiniz, hayatınızı etkileyecek düzeyde sizi yıpratıyorsa,  bu durumda uzatmanın bir anlamı yok. Biraz mola vermelisiniz. Ev için kredi  mi çektiniz? Ya da sizi cesur yürek olmaktan alıkoyan başka durumlar mı var ?  O halde alternatif iş kolları arayınız.  Şuan online kurslar inanılmaz derecede arttı ve çok uygun fiyatlara, hatta youtube da pek çok yeni iş için altyapı edinebileceğiniz ücretsiz eğitim videoları var.  Hobilerinizi, yeteneklerinizi düşünün. Bunlar ile ilgili profesyonel eğitim alıp, ne gibi yenilikler yapabileceğinize bakın. Çok basit bir örnek veriyorum. Fotoğraf çekmeyi seven arkadaşım, tabi mühendisliği sevmiyordu, şuan şantiyelerde drone ile profesyonel çekim hizmeti veriyor.  Hatta işleri büyüttü, profesyonel çekim hizmetleri veriyor her sektöre. Bu sadece bir örnekti. Hayatınızı değiştirmek sizin elinizde.

Yarınınızı bugün yaptıklarınız şekillendirecektir. Bugün hiçbir şey yapmazsanız yarınınız aynı olacaktır. 

Risk alamayacak kadar kısıtlarınız var ise dediğim gibi, en azından değişimin altyapısını kurunuz. Hayatta her daim 2. bir planınız olmalı. Kendimden örnek vermek gerekirse, web yazılımları, seo,  sosyal medya uzmanlığı gibi konularda kendimi geliştiriyorum.  Farklı sektörlerde iş kapısı açması açısından “proje yönetimi” alanında uzmanlaşmaya çalışıyorum. Bu konuda PMP eğitimi aldım, sınavına gireceğim.  Sahip olduğum web platformları ve sosyal medyalar aracılığı ile reklam çalışmaları yürütüyorum.  Bunları esas işime paralel olarak, 2. bir kapı olarak açık tutuyorum. Hiç bir zaman tek bir alternatife bağlı kalmayınız.

İşinden Memnun Ama Rahat Duramayan Mühendis Mimarlar
Başka Sektöre Atılacaklar

Yukarıda bahsettiğim gibi, gerekli altyapıyı oluşturunuz ve isteklerinizin peşinden koşmayı asla bırakmayınız. Kaan Sekban- Tebrikler Kovuldunuz  kitabı sizin için iyi bir rehber olacaktır. Yaptığnız iş hayallerinizi süslemiyorsa, bir hedef koyamazsınız. Severek yapamazsınız. Severek yapacağınız sektöre geçmeniz en doğal olanıdır.

Burada bir dip not geçeyim : Hiç bilmediğiniz, fikriniz dahi olmayan bir sektöre girmek, zifiri karanlıkta gaza basmaktan farksızdır.  Zaman ve sermaye kaybedersiniz. Elon Musk, Space X ‘i kurmadan önce 6-7 ayını ayırıp, uzayla ilgii okumadık kitap bırakmamıştır. Bunu da bir düşününüz.

Ayrıca, şuan tüm sektörlerde kriz olduğunu da unutmayınız. Belki bu hamleyi bir süre daha ertelemeniz faydalı olabilir.

Kendi İşini Kurmak İsteyenler

Öncelikle şu ikisinden birisi olmalıdır :

  1. Hazır kurulu bir aile şirketi
  2. Girişimcilik

1.Varsa, zaten  yolunuz çizilidir. Potansiyeliniz var ise onu geliştirirsiniz. Yoksa aynı sitem devam eder geçinir gidersiniz. Baya kötüyseniz, batırıp yukarıdaki listelenen bir kategoriye girersiniz.

Aileden birşey yok ama girişimci bir ruhunuz var ise, aşağıdaki 2 şeyi de valize koymadan yola çıkmayınız. Acele ederseniz, yine hedefe ulaşamazsınız.

  1. Hizmet verme potansiyeliniz olan geniş bir çevre
  2. Sermaye

Sermaye işe göre değişir.  Bazı işler sıfır sermaye ile bile kurulabilir. ( Ufak tefek ofis ve muhasebe giderleri hariç). Sermaye için KOSGEB, melek yatırımcıları vb. araştırabilirsiniz.

Önemli olan iş yapabileceğiniz çevredir. “Şirketi kuralım gerisi gelir”cilerin büyük çoğunluğu gerisini getiremiyor arkadaşlar. Kimse sektörde sizi kırmızı halı ile beklemiyor , “şu adam firma kursa da, iş yaptırsak” diye. Yeni mezunların da en çok yaptığı hata burada zaten kendi işini denerken.

Sektördeki iş deneyimi ve iş dışında katılacağınız tüm mesleki aktiviteler, sizin çevrenizi belirler. Kendi işinizi kurma gibi bir planınız var ise, çevre anlamında altyapı çalışmalarına bir an evvel başlamanız lazım.

Şuan pek çok şirket kapanırken, çok iddialı bir fikriniz yoksa, kendi işinizi kurmanız için iyi bir zamanlama olmayabilir. Belki de bunu deneme cesaretini bir defa gösterebileceksiniz maddi manevi, o nedenle zamanlama çok önemlidir.  Krizi fırsata çevirecek bir durumda değilseniz, şuan ya tutarsalık bir zaman diliminde olmadığımızı hatırlatmak isterim. Sizin için de şansınızı denemek adına biraz beklemek daha iyi bir tercih olabilir.

Her Alanda Başarı İçin Genel Geçer Tavsiyeler :

Başarılı bir insan olmadan, herhangi bir meslekte başarılı olamazsınız.

Mutlu bir insan olmadan, hiç bir iş sizi mutlu edemez.

Ne iş yaparsanız yapın, kendinize yatırım yapmayı unutmayın. Herhangi bir meslekte başarılı olmak için bir kaç yıllık yatırım yeterlidir. Yeter ki o mesleki yatırımın yapılabileceği sağlam bir altyapınız olsun.

Şuan yaşınız ne olursa olsun, aşağıdaki değerli madenlere yatırım yapmaya başlayınız.  İş hayatında yaptığım en kıymetli analiz şu oldu: Hayatı boyunca kendine aşağıdaki madenlerden alarak yatırım yapmış insanlar, çok kötü okullarda da okusa, mutsuz çevrelerden de gelse, başarısız bir öğrenci de olsa, oyunun sonunda mutlu ve başarılı oluyorlar.

Kitap okuma alışkanlığınızı gözden geçiriniz. Tüm başarılı insanların ortak yönü çok kitap okumalarıdır. Aşağıdaki diğer tüm madenleri sadece kitap okuyarak kazanabilirsiniz.  Çünkü size bu vizyonu ve gücü verecektir. İlk işiniz bir hedef koymak olsun. Örneğin ayda 1 kitap bitireceğim diye hedef koyun ve buna ne olursa olsun, uyunuz. Kitap sizi bir değil 3 kişi 5 kişi yapar.  Görüş yeteneğinizi ufkun ötesine taşır. Yenilikçi, vizyonlu bir insan girdiği her işte başarılı olur. Çünkü kitap size hayatı doğru okumayı öğretir. Herşeyi okuyunuz. Tarih, bilim, sanat, kişisel gelişim vb. Serdar kuzuloğlu – Kitap konuşmasını dinlemenizi öneririm, size bunu çok iyi anlatıyor :

 

Sanat hayatınızda olsun. Keyif aldığınız  veya alacağınız ama henüz farkında olmadığınız bir sanat kesinlikle vardır. Tiyatro, müzik,  resim, el işleri vs. keşfedin ve hayatınıza katın. Sanat sizi çok farklı düşünen, yaratıcı bir insan yapar. Yaratıcı insan, farklılık yaratır, bu da sizi farklı ve seçkin kılar. Hayatta da, iş hayatında da.

Hobileriniz olsun, hobiler ruhunuzu ve zihninizi dinlendirir, sizi yeniler, sürekli canlı tutar. Ayrıca toplu aktiviteler iyi insan ilişkileri takım çalışmalarına yatkınlık vb. pek çok donanım kazanmanızı sağlar.

Spor yapın, sağlam kafa sağlam vücutta olur. Spor yaptığınız zamanlarda, enerji, motivasyon, daha berrak düşünme gibi farklılıkları hisseceksiniz.

Yabancı Dil edinin. İngilizceyi ileri seviyeye taşıyın. 2. hatta 3. diller edinin. Sadece iyi bir yabancı dil bile size hem iş hayatı hem de gündelik hayatınızda pek çok kapı açacaktır. Kurumsal firmalar yabancı dil istiyor. Sadece iş hayatı için bakmayınız, hayatınızda da çok emek verdiğiniz bir faaaliyette, sırf yabancı dil bilmediğiniz için saf dışı kaldığınız da ciddi hayal kırıklıkları yaşayacaksınız. Yabancı dil size farklı kültürleri, yenilikleri öğrenme fırsatı verir. Örnek veriyorum ülkeye bir yenilik getirme yönünde girişimci bir hedefiniz var diyelim, bunun ar-gesini yapabilmeniz için dil öğrenmeniz lazım.

Sosyal hayatınıza önem veriniz. Hayat bir hediyedir (life is a gift) çok sevdiğim bir söz. Bir kere yaşıyorsunuz. Yaşayabilmek için çalışın, çalışmak için yaşamayın. Aileniz,  sizi seven dostlarınız, değerli evcil hayvanlarınız, güzel anılarınız olsun.  2 günlük Selanik turunda, bir Rum Taverna’sında karşılaşıp tanıştığım akademisyen bana hayatımın en önemli nasihatını vermişti “Anı biriktir”. Anı biriktiniz arkadaşlar. Gözlerinizi son açıp kapattığınızda, o flaş ömrünüzün fotoğrafını çekecek. O karede gülümsüyor olun, mutlu olun :)

Teknolojiye ayak uydurunuz. Aksi takdirde, en verimli olacağınız yaşlarda, olaydan kopmuş olacaksınız. Çünkü artık bilişim çağındayız ve bir büyüğümün bana daha lise öğrencisiyken nasihat ettiği gibi “teknoloji karesi hızıyla ilerliyor”  Hayatımızın her alanında yer alan teknolojiye barışık değilseniz,  her geçen gün hayat sizin için biraz daha zorlaşacaktır. Çok değil, en geç 10-15 yıl sonra,  yapay zeka, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik gibi teknolojiler hayatımıza bir televizyon kadar girmiş olacak. Kullandığımız kalemden, gözlüğümüze kadar herşey nesnelerin interneti ile donatılacak. Bu serüvene ne kadar erken girerseniz o kadar az geç kalmış olursunuz.

Girişimcilik hayat felsefeniz olsun. Sürekli bir girişim halinde olunuz. Farklı işlere heves edin, yeni şeyler deneyin. Geri planda durmayınız. Hayatınızın başrolü kendiniz olunuz.

“Çok güzel saydın dostum ama” diye başlamayın sakın. Devamında “zaman yok!” diyeceğinizi biliyorum.

 

Ortalama insan ömrü ülkemizde 78 yıl. Böyle bir hayata neler sığar. Sığdıranlar nasıl yapıyor?  Herşeyi 2 yılda başarmanızı kimse beklemiyor sizden. Hayat çok çok uzun bir yolculuk. Her durakta birşeyler yükleyin kendinize. Zamanla göreceksiniz ki, yolculuğunuzu kıymetli hale getiren pek çok yükünüz olmuş.

Tek birşeye ihtiyacınız kalıyor, onu da ben diliyorum:

Bol şans!

Bu içeriği faydalı bulduysanız, sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak daha fazla kişinin faydalanmasına yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca eklemek veya düzeltmek istediklerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz. Böylece fayda değeri daha yüksek bir içerik oluşmasına siz de katkı sağlayabilirsiniz.

Yorum Yap

Yorum Yap

Yorumlar (7)

  1. Hocam Merhabalar. İlk önce yazdığınız tüm bilgiler için yorumlarınız için görmüş geçirmiş olup kendinizden alıp yorumladığınız için teşekkür ederim. Ben inşaat teknikeriyim istanbulda yaşıyorum mezun olduğum yıl 2016 ve şuan günümüz 2019 kadar kendimi geleceğimi kurabilmek için daha henüz bir işe giremedim olmadı. Malesef ki çevrem yok bana yardım edebilecek elimden tutabilecek destekçi olabilecek kimsem yok. Artık aradan yıllar geçti o süre zarfında hep başka işlere yöneldim gelecek kaygım var artık ve şuan çalışmıyorum. Ne yapmam gerek olabilecek iş başvurularını da zamanında yakın zamanda da yaptım ve hala açıktayım. Ne yapmalıyım artık ?

    • merhaba

      aslında bu yazıda ve yine bu yazı içerisinde bağlantı verdiğim diğer yazılarımda (özellikle yeni mezun ve iş bulma çabaları) tam olarak bu sorunuza cevap vermeye çalıştım. Sizi diğer tecrübesiz mezunlardan farklı kılacak eğitimler ile donanmalı ve elinizden tutacak kişileri bulmak adına mesleki çevrenizi geliştirici faaliyerlerde bulunmanız lazım.

  2. İnsaetyusuf 4 yıl önce

    Alabilene dünya kadar mesaj var . Teşekkürler..

  3. Tüm yazılanları dikkatlice okudum. Yazılanlara göre ve kendi hakkımdaki düşüncelerime göre mimarlığa yatgınım ve halimdeki meslek mimarlık. Fakat çevremde inşaat alanıyla uğraşan kimse yok. Ve bahsedilen ekonomik kriz en kötü ihtimalle 2023de bitecek deniliyor. Bundan ne kadar emin olabiliriz? Yani demem şu ki sizce her şeye rağmen mimarlık bölümünü tercih etmeli miyim? Ben fen lisesi öğrencisiyim. Puanımı başka garanti mesleklerde mi kullanmalıyım sizce?

    • Büşra Hanım Merhaba

      Yazıda da belirttiğim gibi, ekonomik kriz geçse dahi sektördeki istihdama yönelik arz-talep dengesizliği üniversiteler bu kadar mezun vermeye devam ettiği sürece bitmeyecektir. O nedenle 2023 yılında mimarlık mesleğinin ne olacağına dair herhangi bir fikirden asla emin olamayız. Benim üniversiteye girdiğim yıl ile şuanki “inşaat mühendisliği” mesleğinin itibarı arasında çok ciddi far var. Malesef çok üzülüyorum ancak gerçek bu.

      Ancak bir meslek hayaliniz ise, ve de gerekli becerilere sahipseniz severek yapıp da yetenekli oldugunuz bir işte mutsuz ve başarısız olma ihtimaliniz çok düşüktür. Evet meslek değeri düşüyor ancak sonuçta hakedenler her zaman hakettiği değeri görebilecek fırsatı yakalıyor. Bu kriz, sadece kendisini seçkin kılacak vasıflara sahip olamayan, yani binlerce mezundan hiç bir farkı olmayanları derinden etkiler. Çünkü malesef sizin bir artınız yok ise, o binlercesi arasında tercih edilmek için işverenlere sürekli taviz vermek zorunda kalırsınız.

      Hangi mesleği tercih edeceğin bir karardır ve bu kararı senin adına kimse veremez, vermemeli, beklememelisin. Bunun bir önerisini bile yapmak yanlıştır. Bizler ancak bu yazıda anlatılanlar gibi, durum analizleri yapabiliriz, buna göre eğriyi doğruyu tartmak ve nihai kararı vermek, o hayatı yaşayacak olanın sorumlulugundadır :) Bunu yapabilmek için de, aklındaki alternatifleri de en az mimarlık mesleğini tarttığın kadar tartabileceğin verilere erişmelisin. O meslekleri de bu şekilde iyisi ve kötüsüyle araştırdıktan sonra doğru kararı verebilirsin.

      Mesleğinden nefret eden birisi sana mimarlık yazma der, mesleğini çok seven birisi sana git endüstri mühendisi ol der. Ancak sen belki de mimarlık yaparak mutlu olabileceksin, herkesin beklentisi, becerileri, şansı, hayatındaki çizeceği yolu başkadır :)

      Bol şans

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir