Benim kötü sonlu hikâyem Aristo diyeti ile mutlu sonlu bir hikâyeye dönüştü. Hayatı boyunca kilolarıyla uğraşmış ve en büyük darbeyi de yine kiloları yüzünden yemiş biri olarak Aristo diyetinin hayatımı değiştirdiğini anlatmak istiyorum. Benim gibi kiloları konusunda mutsuz olan ve bunu tersine çevirmek isteyen kişiler varsa hikâyem onlara ışık olabilir.
Ben ergenliğimden beri balıketli olarak tabir edilebilecek bir vücut tipine sahiptim. Ergenlikte bu beni çok fazla etkilemese de yaşım ilerledikçe çevremden “biraz az ye” gibi uyarılar almaya başlayınca bir şeylerin yanlış gittiğini anladım. Yaşıtlarıma göre biraz daha iriydim ve bu beni değil çevremdeki kişileri rahatsız ediyordu. Vücudumla ilgili hiçbir sorunum yokken diğer insanların söyledikleriyle birlikte artık kilolarımı dert etmeye başlamıştım. Üniversite bittikten sonra aşık olduğum kişiyle evlendim. Ve bu mutluluk bana daha fazla yemek yeme olarak geri döndü. Birçok kişi yeni evlenenlerin kilo aldığını söyler durur. Ben de bunun normal bir şey olduğunu düşündüğüm için üstünde durmadım. Ancak kilom günden güne artıyordu. Artık eşim de aldığım kiloları yüzüme vurmaya başlamıştı. Çok yiyorsun gibi söylemlerle başlayan kavgalar ediyorduk. Kavga ettikçe ve mutsuz oldukça daha fazla yemeye başladım. Ve 98 kiloya ulaştığımda eşimin “seni artık güzel bulmuyorum, boşanmak istiyorum” demesiyle büyük bir yıkım yaşadım. Boşanma süreci de benim için büyük bir travmaydı. Ancak boşanmış olmaktan çok kilolarımı düşünüyordum. Kilo aldığım için terk edilmiş olmayı kendime yediremiyordum. Tüm bunları düşündükten sonra kesin olarak kilo vermeye karar vererek Dr. Gönül Ateşsaçan’a danıştım. Ne kadar kararlı olduğumu gördüğünde Aristo diyetine başlamam gerektiğini söyledi ve bana bir diyet listesi verdi. Boşanma sürecinin izlerini geçirmeye çalışırken çok daha fazla acı çekerim diye düşünüyordum. Ancak Aristo diyeti yaparken kendimi hiç aç hissetmediğim ve hiç olmadığım kadar enerjik olduğum için bunalım ya da depresyon gibi bir şey hissetmedim. Enerjik olduğum için yürüyüşe, koşuya çıkıyordum ve bu da ruh sağlığıma çok iyi geliyordu. 26 yaşında biri olarak çok genç olduğumu ve hayatımı geri almam gerektiğini biliyordum. Bunu Aristo diyeti ile başarmış olduğumu da göğsümü gere gere söylüyorum. Çünkü Aristo diyeti yalnızca bir kibrit kutusu peynir, bir bardak limonlu-su gibi basite indirgenecek bir diyet değil. Bu bir yaşam tarzı. Ve ben yaşamımı Aristo diyetine göre değiştirdiğim için kendimi çok mutlu hissediyorum.
Benim için kahvaltı etmek büyük bir mutluluk. Kilo verme sürecinde en çok da kahvaltı edemeyecek olmanın üzüntüsünü yaşıyordum. Ama tam tersi olarak Aristo diyetinde muhteşem bir kahvaltı ediyorum. Domates, salatalık, yeşillikler, peynir, zeytin, yumurta ile tıka basa doyuyorum ve güne aşırı enerjik bir şekilde başlıyorum. Çok güzel bir kahvaltı ettiğim için öğle yemeğine kadar neredeyse acıkmıyorum. Ama bazı zamanlar çok fazla hareket ettiğim için ara öğün alma ihtiyacı hissediyorum. O zaman da bir elmaya tarçın döküp yiyorum ve enerjim anında yerine geliyor. Öğle yemeğinde ızgara tavuk ya da balık yiyorum. Yanında bazen yoğurt bazen salata bazen de haşlanmış sebze tüketiyorum. Ve akşama kadar kesinlikle açlık hissetmiyorum. Bu menüyü o kadar çok seviyorum da akşamları da aynı yiyecekleri tükettiğim oluyor. Bazı zamanlar sadece salatayla sebze yemekleri hissediyorum. Şu an 1 ayda 15 kilo verdim ve vermeye de devam ediyorum.
Aristo Diyeti ile bilgi almak için: http://www.aristodiyeti.com.tr
