İlginizi Çekebilir
  1. Ana Sayfa
  2. İnşaat Bilgileri
  3. Depremler

Depremler

featured


DEPREMLER

 

Konveksiyon akımlar nedeni ile hareket halinde olan yer kabuğu levhaları birbirlerine sürtünürler ve birbirlerini sıkıştırırlar. Meydana gelen sıkışma nedeni ile levhalar birbirlerinin üstüne çıkarlar ya da altına girerler. Bu bölgeler deprem zonlarını oluşturmaktadır. Blokların sıkışması sonucunda ortaya çıkan elastik deformasyon enerjisi depremleri oluşturmaktadır. Depremler ani olarak meydana gelirler ve fay kırığı boyunca deformasyonlara sebep olurlar.  Depremin başladığı ilk kırılma noktasına deprem odağı denilmektedir. Depremin etkisi odak noktasından uzaklaştıkça azalmaktadır. Üç çeşit kırık tipi bulunmaktadır. Bunlar; Eğim atımlı ters kırık, eğim atımlı normal kırık ve doğrultu atımlı kırıklardır.

Depremlerde 3 çeşit kırık oluşmaktadır.

–        Eğim Atımlı Ters Kırıklar

–        Eğim Atımlı Normal Kırıklar

–        Doğrultu Atımlı Kırıklar

 

Deprem Dalgaları

Deprem nedeni ile ortaya çıkan enerji odak noktasından itibaren dalgalar halinde yayılmaktadır. Deprem dakgaları yüzey dalgaları ve cisim dalgaları olmak üzere 2ye ayrılmaktadır.

 

–        Cisim Dalgaları

Yeryuvarı’nın içerisinde kaynaktan tüm yönlere doğru yayılırlar. Cisim dalgaları yüzey dalgalarından daha hızlı ilerlemektedirler. Boyuna dalgalar ve enine dalgalar olmak üzere iki tipi vardır.

–        P dalgaları kayıt istasyonuna ilk gelen dalgadır. P dalgası ilerlerken kayaç içerisindeki tanecikler dalga yayınımı ile aynı yönde ileri geri hareket ederler. P dalgaları havada hareket eden ses dalgalarına benzer davranış gösterirler.

–        S dalgaları ışık veya elektromanyetik dalgalar ile benzer davranış gösterir ve tanecikler ilerleme yönüne dik düzlemlerde yer değiştirirler. Hızları P  dalgalarınınkinin yarısı kadardır.

 

–        Yüzey Dalgaları

Nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu yerlerde yüksek oranda yıkıma sebep olan yüzey dalgaları seğ depremlerde enerjinin büyük kısmını taşımaktadırlar. Yüzey dalgalarının Love dalgaları ve Rayleigh dalgaları olmak üzere 2 tipi bulunmaktadır.

–        Love dalgaları, Rayleigh dalgalarından daha hızlıdır ve “L” harfi ile gösterilir. Bu iki dalga arasındaki hız farkı sismograflar üzerinde gözlenemeyecek kadar küçüktür. Love dalgalarının geçtiği ortamda tanecikler tamamen yayılma doğrultusuna dik yatay düzlemde titreşirler.

–        Rayleigh dalgaları tıpkı bir su birikintisinde yayılan dalgalar gibi yerin yüzeyi boyunca yuvarlanarak ilerleyen dalgalardır ve “R” harfi ile gösterilirler.

 

Depremin Şiddeti ve Büyüklüğü

Depremler Sismometre ile ölçülmektedir. Bu olayları inceleyen bilim dalına ise Sismoloji denilmektedir. Sismometre cihazları P, S ve L dalgaları olmak üzere üç farklı deprem dalgasını kaydederler. Deprem ile ilgili kullanılan şiddet ve büyüklük kavramları farklı şeyleri ifade etmektedir.

 

Depremin Şiddeti

Sismograf cihazlarının kullanılmadığı dönemlerde depremin ölçüsünü belirleyebilmek için depremin canlılar, yapılar ve yeryüzü üzerindeki etkilerini değerlendiren sınıflandırmalar yapılırdı. Depremin şiddeti ne kadar enerji boşaldığı ile ilgili bilgi vermemektedir. Depremin şiddeti çevreye ve insanlara verdiği gözle görülebilir etkilerin boyutları ile ilgili bilgi vermektedir. Depremin şiddetini belirleyebilmek için depremler şiddet cetvelleri ile belirlenmektedir.

 

Depremin Büyüklüğü

Deprem sonucu ortaya çıkan enerjinin miktarı sismogramlar tarafından kaydedilerek deprem dalgalarının genlikleri ile depremin büyüklüğü belirlenmektedir. Depremin büyüklüğü kırılmanın olduğu fay hattının uzunluğu ile doru orantılıdır.  Depremin büyüklüğünün belirlenmesinde Richter büyüklüğü ve moment büyüklüğü kullanılmaktadır.

 

–        Richter Büyüklüğü

Deprem dalgası genlik logaritmalarının deprem kaynağından uzaklıkla orantılı olarak, eğriler şeklinde azaldığı düşünceini kabul eden bir büyüklük ifadesidir.

–         Moment Büyüklüğü

Richter büyüklüğü ile ilgili benzer sonuçlar veren bu yöntemde depremin atım miktarı, çıkan enerji miktarı ve deprem ile ilgili detaylı bilgiler verdiği için tercih edilmektedir.

 

Depremin Karakteristikleri

 

Frekans

Depreminin yapılar üzerindeki etkisinin bilinmesi için depremin periyodunun bilinmedi gerekmektedir. Rezonansı önlemek için depremlerde zemin ile bina periyodunun çakışmaması gerekmektedir. Deprem sırasında oluşan harmonik titreşimleri ve maksimum noktalarını içeren grafikler elde edilmektedir.

 

Süre

Depremin neden olacağı etkiler depremin süresi ile yakından ilgilidir.

 

İvme

Depremin ivmesi, deprem anında zeminin ne miktarda ve ne hızla sarsıldığının bir ölçüsüdür. Deprem anında ivme değerleri yatay ve düşey yönde oluşmaktadır. Maksimum ivme, deprem sırasında kaydedilen en büyük ivme değeridir. Yapıyı etkileyen en büyük kuvvet ivmeden kaynaklanmaktadır. Yapılar tasarlanırken binanın karşılaşabileceği maksimum yer ivmesinin bilinmesi gerekmektedir.

 

Depremde Zeminlerde Oluşan Problemler

 

Oturmalar

Yüklemeden sonra zeminlerde belli oranlarda oturmalar meydana gelir. Deprem meydana geldiğinde titreşimler nedeni ile  özellikle iri daneli zeminlerde deprem anında titreşimler nedeni ile sıkışmalar ve dolayısı ile oturmalar meydana gelmektedir.

 

Taşıma Gücü Kaybı

Deprem anında ilave bpşluk suyu basıncında artışlar ve efetik gerilmede azalma görülmektedir. Bu nedenle zeminin taşıma gücünde azalma olmaktadır.

 

Şev Kaymaları

Deprem etkisiyle boşluk suyu basıncındaki artış nedeniyle şevlerin stabilitesi etkilenebilmekte ve şev kaymaları meydana gelebilmektedir.

 

Zemin Büyütmesi

Bazı frekanslardaki sismik dalgalar sönümlenirken bazıları da büyütülür. Sismik dalgaların zemin tabakaları içinde geçirdiği değişimlerin tümüne zemin etkisi  ya da zemin büyütmesi denilmektedir.

 

Sıvılaşma

Suya doygun, gevşek kum veya kumlu zeminler, tekrarlı yükler etkisinde, sıkışma ve hacim daralması eğilimi gösterirler. Bu eğilim, drenajın olmadığı koşullarda, boşluk suyu basıncını artırır. Tekrarlı yükler kum tabakası içindeki boşluk suyu basıncının artmasını desteklediği zaman, toplam normal gerilme, boşluk suyu basıncına eşit değere ulaşabilir(Das,1983).

Bu durumda, kohezyonsuz zemin kayma direnimini kaybeder ve bir sıvı gibi davranarak büyük yer değiştirmelerine maruz kalır. Böylece sıvılaşma evresine geçilmiş olur(Das,1983).

Depremden sonra oluşacak sıvılaşma problemi yapılarda ciddi hasarlara neden olabileceği için gerekli incelemeler yapılmalıdır.

Kaynaklar:
deprem.gov.tr
sayisalgrafik.com.tr
tr.wikipedia.org

 

Bu içeriği faydalı bulduysanız, sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak daha fazla kişinin faydalanmasına yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca eklemek veya düzeltmek istediklerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz. Böylece fayda değeri daha yüksek bir içerik oluşmasına siz de katkı sağlayabilirsiniz.

Yorum Yap

Yorum Yap